Sosyal Medya

Makale

İhsan Şenocak’ın açığa alınmasına dair

Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nın eÄŸitim görevlileri arasında yer alan Ä°hsan Åženocak, tesettüre dair ayet ve hadislere istinaden yaptığı bazı uyarılar etrafında koparılan gürültü yüzünden açığa alındı.

Åženocak, muteber bir hoca. Bununla beraber, Müslümanlar arasındaki bazı ihtilaflar konusundaki sert tavrı yüzünden çok eleÅŸtirilen de bir hoca. Onu eleÅŸtirenler de mezkûr konularda genellikle aynı eleÅŸtirileri hak eden sert tavırlar sergiliyorlar. Bu sertliÄŸi, Åženocak’ın böyle bir sebeple açığa alınmasını ‘Oh olsun!’ diye karşılamaya kadar vardıran kardeÅŸlerimiz de var.

Ä°lgili vaazındaki ‘çatık kaÅŸlı hoca’ üslubunu tasvip edip etmemek bir yana, Åženocak’ın bu vaazdan ötürü açığa alınması aşırı ve haksız bir tepkidir. Bunu baÅŸka konulardaki tartışmalar yüzünden alkışlamak da bir aşırılığın tezahürüdür.

Sosyal medyada Åženocak’la dayanışma mesajları ağır basıyor. Birçok meselede Åženocak’la ters düşen ama bunu ‘kategorik düşmanlık’ vesilesi yapmayan kimseler de katılıyor dayanışmaya. Mesajların çoÄŸunda saÄŸduyu hakim. Ne güzel. Öte yandan, Åženocak’ın açığa alınmasını Ehl-i Sünnet’le savaşın bir tezahürü gibi görüp/gösterip, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nı külliyen hıyanetle suçlayan kimseler de yok deÄŸil. Gene aşırılık.

Åženocak’ın görevine iade edilmesini diliyorum. Bir dileÄŸim daha var: Her görüş ayrılığının ölüm kalım meselesi yapılmadığı bir tartışma ortamı.

BÃœYÃœKADA DAVASI SANIKLARINI SAVUNMAK

Bazı gençler,  ‘Büyükada Davası sanıkları ülkemizin aleyhinde faaliyette bulunan kimselerdir. Mahkemede resmen ajanlık yahut casuslukla suçlanmamış olmaları bu gerçeÄŸi deÄŸiÅŸtirmez. Onları nasıl savunursun?’ diye soruyor.

Ben onları mesnetsiz iddialara karşı savunuyorum. Bazı medya organlarının ‘ajanlık-casusluk delili’ diye ortaya koyduÄŸu ÅŸeylerin ipe sapa gelmez ÅŸeyler olduÄŸuna dikkat çekiyorum. Onların bu konudaki hukukunu savunmak için ideolojik kimliklerini, siyasi görüşlerini, ülkemizle ilgili mülahazalarını paylaÅŸmam gerekmiyor. Türkiye’ye bakışlarını çarpık, Türkiye için besledikleri niyetleri zararlı bulsam da onlara zulmedemem ve zulmedilmesine çanak tutamam. “Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutun, adaletle ÅŸahitlik eden kimseler olun. Bir topluluÄŸa duyduÄŸunuz kin sizi sakın adaletsizliÄŸe sevk etmesin” (Maide 8) mealindeki ilahî buyruÄŸa dikkat!

Uluslararası Af Örgütü, Ä°nsan Hakları Ä°zleme Örgütü, YurttaÅŸlık DerneÄŸi vs. vs. vs. mensuplarını Türkiye düşmanı devletlerin enstrümanı gibi davranmakla, FETÖ yahut PKK’nın propagandalarına alet olmakla, 15 Temmuz Askerî Darbe TeÅŸebbüsüne karşı verdiÄŸimiz destansı mücadeleyi deÄŸersizleÅŸtirmeye çalışmakla suçlayabiliriz, ama bunlar böyledir diye ‘Tutukla hepsini gitsin bitsin’ diyemeyiz. Ãœlkemizin aleyhinde faaliyette bulunduÄŸunu düşündüğümüz herkesin zincire vurulmasını talep edemeyiz. Entelektüel, siyasi, diplomatik zeminlerde verilmesi gereken bir kavgayı mahkeme salonlarına taşıyamayız.

Aynı suçlamaları zaman zaman CHP’ye de yöneltmiyor muyuz? CHP’li yöneticilerin alayını da tutuklayalım mı? Yapmayın arkadaÅŸlar.

KÖPEKLE ÜST ARAMA MESELESİ

Ãœlkücü hareketin önde gelen simalarından Mahir Damatlar, Facebook sayfasında “Bize yakışan” baÅŸlığı altında ÅŸunları yazdı:

Ben töreyi bilirim. Angajman bilmem. Törem der ki: Misafirini koru; onun canı malı sana emanettir. İnancım der ki: Sana kötülük yapana iyilikle mukabele et, yine kötülük yaparsa yine iyilik yap.

Yıllar önce Razgrat’ta Bulgarlar Türk mezarlığına saldırıp mezarları tahrip edip mezar taÅŸlarını kırmışlardı. Bunun üzerine o dönemin milliyetçi gençleri Ä°stanbul’da büyük bir nümayiÅŸe kalkıştı. Polis barikatlarını aÅŸarak Bulgar mezarlığına girdiler. Herkes gençlerin mezarları tahrip edeceÄŸini beklerken onlar yanlarında getirdikleri karanfilleri Bulgar mezarlarına bıraktılar.

Geçenlerde Avusturya’da Türkleri hava alanında köpeklerle aradılar. Biz de angajman kuralları gereÄŸi aynıyla mukabele ettik. Åžimdi Almanya aynısını yaptı. Yine anıyla mukabele ettik. Acaba Avusturya veya Alman yetkilileri bu mukabeleden üzülmüşler midir? Yoksa zaten istedikleri bu deÄŸil mi? Türkiye’ye gitmeyin demelerine raÄŸmen onca Avrupalı turist halen Türkiye’yi tercih ediyorsa bu uygulamalardan sonra Türkiye’ye gelirler mi? Bize misafir gelen, döviz getiren, hükümetlerinin yaptığı aÅŸağılayıcı bu uygulamalarla hiç alakası olmayan ve bize emanet sayılan bu insanlara devletlerinin hatasını fatura etmek Türk’ün inancına ve töresine yakışır mı? Alman ve Avusturya devleti bir taÅŸla bir kaç kuÅŸ vurmuÅŸ olmaz mı?

Peki Avrupalının bu çirkin davranışı karşısında, gelen Avrupalı turistler güllerle karşılanıp, karanfillerle yolcu edilse, biz bize yakışanı yapmış olmaz mıyız? Oyunları, tezgahları bozup Türk ve Müslüman a yakışanı yapmış olmaz mıyız? Ne kaybederiz?

Töresi olmayan Türk’ü neyleyim…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.